Tecavüze uğramış bir kızdan ailesinin utandığı, evlatlıktan çıkarttığı, tecavüzcüsüyle evlenmesinin teşvik edildiği bir toplumda zordur kendin olmak. Boşanmış kadınları, kadınların bile küçümsediği, dedikodusunu yaptığı, kocaları için tehdit gördüğü bir toplumda zordur kendin olmak. Ancak, kendin olamadıkça yaşamaya başlayamayacaksın. Bir ilişki başlarken, hele ki aşkla başlarken, geçmişin hiçbir anlamı yok. Ne senin, ne de onun geçmişinin. O yüzden paylaşmanın da bir sakıncası yok. İnsanlar doyumsuz bir istekle beraber oldukları insanların geçmişini bilmek istiyor. Buradaki niyet çok önemli. O geçmişe göre geleceği düzenleyecekse, o geçmişe göre karşısındakiyle ilişkisini şekillendirecekse korkaklık, acizlik, öz güvensizlik ispatından öteye geçemez bu merak. Sen ne isen osun, tüm yaşanmışlıklarınla, geçmişinle, eksilerinle... Sen daha sindirememişken, sen kabullenememişken kendini, gerçeğini, başkalarını yüklenmemesine hiç sinirlenme. Daha sen kendi arkanda duramıyorken kimse senin arkanda duramaz. Mahalle baskısının, toplumun bizi yok etmesine izin veriyoruz. Bazen yıkıcı etkileri, acıtan sonuçları yok mu var. Ancak, bir şeyleri örterek, gizleyerek yaşamanın verdiği acıdan daha az acı veriyor inan bana.Aret Vartanyan