Bu ülkede kadın olmak demek kafanızda bir balyozla gezmek demek. Hamile bir kadınsanız dışarı çıkmanız ayıplanır bu memlekette. Evde otursanız anca koca parası yemeyi biliyor diye azarlanırsınız. Çalışmak isteseniz bazı kesimlerce "kötü yola düşmüş" gözüyle bakılacaksınız. Evde kazak, patik örerek para kazanmaya kalkışsanız "şuna bak şuna kocasının parasını az buluyor da çalışıyor" diye dedikodunuz dolaşacak. Şerefinizle para kazanmaya çalışsanız "kadın kısmı çalışır mıymış yollu bu yollu" damgası" yiyeceksiniz. Hem sizin çalışmanıza izin vermeyip, hem de size sarkıntılık eden erkekler arkanızdan sizi "kaşar" diye etiketleyecek, çalışmaktan da vazgeçeceksiniz. Evde yavrularınız ve kocanız için saçınızı süpürge etseniz eşime yaranır mıyım sanıyorsunuz? Tabii ki de hayır. Eşiniz bir akşam eve gelip "ne bu böyle hiç kendine bakmıyorsun bu ne paçavra kıyafet" diye sizi aşağılayacak. Zaten merak etmeyin bu daha bir başlangıç. Bundan sonra ne mi olacak? Eşiniz sizi aldatıp boşayacak ve arkanızdan da: "o daha kendine bile bakmıyordu, paspal bir kadındı. Ondan kadın mı olur?" diye aşağılayacak ki siz ayın sonunu nasıl getireceğiz, çocuklarıma kışlık alabilecek miyim diye düşüne durun. Yıllarınızı feda edin, kendi isteklerinizi, kendinizi bir kenara atın. Hadi diyelim ki boşandınız, baba evine geri dönüş yaptınız. Baba evinde de sürekli 2.sınıf muamelesi göreceksiniz, ne yazık ki. Çünkü siz kadınsınız. Babanıza mahalle kahvelerinde gelen geçen sizin hakkınızda laf sokacak, babanız da gelip sizi sıkıştıracak. Peki ya o çocuklar? Kız çocuğunuz varsa başına gelecekler belli. Daha 15-16 yaşındaki kızınız için evlendirsene şunu diye baskı uygulayacaklar. Kızınız başörtü taksa, ayol gerici misin el kadar çocuğa ne başörtüsü diyecekler. Şort ile gezse "kadına bak kızını da kendi gibi yollu yaptı" diyecekler. Etek giyse "bunun biraz daha uzunu yok mu" , uzun etek giyse "o ne öyle gerici gibi" diyecekler. Toplum sizi adeta sustalı maymuna çevirecek. Kızınız okula gitse, babası hayatta olmayan her genç kızın namus bekçiliğini üstlenen sözde erkekler yine taciz eden bakışları, lafları, hareketleri ile kızınızı üzecek. Yasaklayın kadını arkadaş, yetti artık yıllardır baskınız, erk mücadeleniz. Yeri geldiği zaman dünyanın en güçlü kişisi olduklarını iddia eden erkekler "hatun bana oradan bir bardak su getir" demeyi iyi bilirler. Kendi sularını bile doldurmaktan acizler. Kendi çoraplarını bile kendileri bulamazlar. Ama sizin üzerinizde baskı kurmayı iyi bilirler. Çünkü onlar bu dünyanın en güçlü kişisidir "erkektir onlar, erkek." Kendi iradelerini kullanarak sokakta sizi evire çevire dövebilirler. Hatta size tecavüz etme hakları bile vardır. Ama siz kendi iradenizi kullanarak mevcut sisteme karşı çıkmaya çalıştığınız vakit o balyozu kafanıza indirirler. Sevgili erkekler; Yolda, mikrofon uzatılsa kendinizi ifade etmekten acizsiniz ama evde eşinize "ben askerdeyken diye..." nutuk atmasını iyi bilirsiniz. Eşiniz ile aynı yolda aynı hizada bile gitmeyi erkekliğin şanına leke sürülmüş olarak görürsünüz. erkek bir adım önde gitmelidir, kadın ise boynu bükük bir adım geride. Dünyanın en dindar insanı sizsiniz, yeri geldiğinde Kuran kadına değer verin diyor dersiniz ama eşinizi sokakta 65 yerinden bıçaklayarak hunharca öldürürsünüz. Dünyanın en aydın adamı benim edasıyla: "kadına şiddete hayır diyorum tabii ki " dersiniz ama yeri geldiğinde "karı kısmının lafına mı bakılırmış?" diyerek çirkinleşirsiniz. Biz size öğretmen deriz, siz daha el kadar yavrularımıza taciz edip "ama o beni baştan çıkardı" diye kendinizi aklamaya çalışırsınız. Biz iş başvurusu için mülakata gideriz. Siz bizim etek boyumuza göğüs dekoltemize bakarsınız. En donanımlı kadın dahi olsanız başınız kapalıysa direkt işten elenirsiniz. Aynı şekilde en donanımlı kadın dahi olsanız "eteğinizin boyu kısa" diye işe kabul edilmezsiniz. Gökyüzü ne kadar güzeldir kim bilir? Biz başımızı eğmekten bıktık artık, gökyüzüne bakmak istiyoruz. Çekin kirli ellerinizi üzerimizden!