FARKINDALIK VE ANLAMAK Konsatrasyon yada odaklanma hayata dar açıdan bakmak demektir. Farkındalık uyanık olma hali kendini ve çevrede olup biteni gözlemlemektir DOĞALMI YAPAYMI Yapay isen başkalarının görevlerini isteklerini hayallerini gerçekleştirirken kendini ihmal ediyorsun demektir.Mecburiyet ile sorumluluk arasında fark vardır.Sen sadece kendinden sorumlusundur.Formaliteler arasında sıkışıp kalırsan hayatı kaçırırsın.Taklitçilikte diğer bir yapaylık halidir OLDUĞUN YERDEN BAŞLA Normal koşullarda, kendi hakkımızda bildiğimiz her şey, başkalarının görüşüdür.İnsanlar tüm hayatlarını başkalarının dediklerine inanarak geçiriyor; onlara bağımlı kalarak. O yüzden insanlar başkalarının görüşlerinden bu kadar çok korkuyor.İnsanlar çok çeşitli olduklarından senin zihnini de farklı farklı görüşlerle doldurmaya devam ediyorlar; çelişen görüşlerle. Birinin dediği öbürüne uymuyor; bu yüzden de senin içinde büyük bir karmaşa var. Biri zekisin diyor, öbürü aptalsın diyor.Bölünüyorsun. Kendinden şüpheleniyorsun, kim olduğundan... Ve karmaşa çok büyük, çünkü etrafında binlerce insan var GÖLGE BOKSU İnsan kendi karmaşasını, sırf kendini reddetmeye, suçlamaya, kabul etmemeye devam ettiği için kendisi yaratıyor. Bunu da bir dizi karmaşa, içsel kaos, sefalet izliyor. Niye kendini olduğun gibi kabul etmiyorsun? Yanlış olan ne? Bütün varoluş seni olduğun gibi kabul ediyor ama sen etmiyorsun.İdeal yüzünden kendini"Eğer bu koşullar gerçekleşirse o zaman mutlu olurum" dediğin sürece o koşullar asla gerçekleşmez. Ayrıca, o koşullar gerçekleşse bile, o zamana kadar bunu kutlama ve keyfini çıkarma kapasiten yok olur.Bu tıpkı karanlıkla savaşmaya benziyor.O sadece ışığın yokluğudur; ışığı yak, o zaman karanlık kaybolur.önce onların gitmesi gerekiyorMucize şudur ki, kendini kabul edince kendinden kaçmazsınZihnin iki seçeneği vardır: Kaçmak ya da savaşmak.Sadece kenara koy. SUÇ VE CEZA İnsanları yargılayan kendisinide yargılar.Sen insanları yargılayacak konumda değilsin Bu sana ego verir.Kimse suçlu değildir Herkes kendince doğrudur. Suçlu gördğün kişiler cezayla yada ödülle değişmezler.Şefkatleiyileşebilirler. Ama onların iyileşmesinden sen sorumlu değilsin.Sen sadece kendinden sorumlusun.Mukemmelleyetçi olarak kendine ve insanlara acı çektirme Her etkileşimin sana geri döner YARDIM ETMEKMİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKMI Değiştirmeye çalışmak kişiyi kullanmak demektir.O kişiyi kendine göre şekillendirme.Ancak bir kişiye doğal olması için yada farklı şeyler için istersen yardım edebilirsin. MERHAMET VE DİĞER İHTİŞAMLI YALANLAR Merhamet egodan gelir.Sen kimseden üstün değilsin.Sadece vermek istersen sende olduğu için vermelisin.Kendini üstün görme kimseyi suçlama .Şehvete sevgi deme şehvet sömürüdür almak için vermektir,Sevgi ise vermektir.Almak onun için önemli değildir.Ama mucize şekilde geri gelir Almak için verirsen sömürürsün. Duygusallığa sevgi deme.Duygusallar ağlarlar bağırır çağırırlar.Sevgi ise eylemdir.Sevgi gösterilen birşeydir GEÇMİŞ GEÇMİŞTİR Bir insan istediği an değişebilir sadece kararlı olması yeterlidir. Kendini haklı,üstün gören insanlar zor değişir.Egosu zarar göreceğinden sıkıca tutunur.Kendini suçlu yada sorumlu gören kişi ise kolayca değişir.Kendini yuce görme. KENDİNİ KABUL ETKENDİNE İNCİNEBİLİR OLMA İZNİ VER Hayatı iki türlü yaşayabilirsin: 1-Hayatla mücadele edebilirsin, hayata karşı özel hedeflerin olabilir Elbette yenilgin kaçınılmaz. Zarafetini kaybetmen, sertleşmen kaçınılmaz 2-Onunla akabilirsin; o zaman sen de ihtişamlısın; bir zarafetin var, şiddetsizliğin zarafeti; kavgan yok, mücadelen yok.O zaman güzelsin; çocuksu, çiçeksi, yumuşak, narin, çürümemiş.Güçsüzlüğün kendi güzelliği var çünkü narin ve yumuşak. Bir fırtına kopar; büyük, güçlü ağaçlar devrilir. Küçük bitkiler sadece eğilir; sonra fırtına geçer, yine gülüp çiçek açmaya devam ederler. Aslında fırtına onları tazelemiş, tozlarını almıştır, o kadar.Hayatı erteleme. Yarını bekleme, asla gelmez. Bugün yaşa!evgi kendini sevmekle başlar. Bencil ol ama kendinle dolu olma; bu ikisi farklıdır. Narsist olma, kendine saplanıp kalma. Ama doğal bir şekilde kendini sevmen şart, bu temel bir olgu. Ancak o zaman başkasını sevmen mümkün olur. HER İNSAN RUHSAL BİR GÜVENLİK ALANI YARATIR; Hayat sadece güvencesizlikte mümkündür. Bunu anlamak çok önemli. Hayat özünde güvencesizliktir.Belirsiz bir korkuyla çevrilisin ve o korkuyla kendi aranda mümkün olduğu kadar çok parmaklık yaratıyorsun. Ama o parmaklıklar senin yaşamana engel olacak.Yaşamak yerine korunmaya çalışıyorlar. Şarkı ve dans olabilecek enerji, daha çok para, daha çok güç, daha çok hırs, daha çok güvenlik için harcanıyor. Harika bir sevgi çiçeği olabilecek enerji evliliğin hapishanesine dönüşüyor.Herkes başkalarından korkar, o yüzden de insanlar rol yapmaya devam eder.Uyanık ve farkında olanlar rüzgârla dans eder, serinliğinin ve kokusunun tadını çıkarırlar. Gidince de üzülmezler. Bilinmeyenden gelen bir armağandı. Yine gelebilir.Sahici bir insan güvenlik fikrini tamamen bir yana atar ve tam güvencesizlikte yaşamaya başlar çünkü yaşamın doğası budur. Bunu değiştiremezsin. Değiştiremediğin şeyi kabul et ve neşeyle kabul et. Boş yere kafanı duvara vurma, öylece kapıdan geç BÜTÜN ZIRHI VE SAVUNMAYI BIRAK Herhangi bir korkuyu bırakmanın tek yolu korktuğun şeyin ta içine girmektir. Biri bana gelip "Karanlıktan korkuyorum" derse, ona derim ki "Yapacağın tek şey karanlık geceye girip ıssızlıkta bir ağacın altına oturmak. Titre! Terle, kork, ama orda otur!e yavaş yavaş korku yok olduğunda karanlığın o kadar karanlık olmadığını görürsün. Bir şey görebilmeye başlarsın; belirsiz, net olmayan. Ama netlik, nesnelere sığlık verir; belirsizlikse derinlik ve gizem verir.Karanlıktan korkuyorsan gir karanlığa. Aşktan korkuyorsan gir aşkın içine. Yalnızlıktan korkuyorsan Himalayalara git ve yalnız kal. Korkuyu bırakabilmenin tek yolu budur. Bazen bir şeyi kasıtlı olarak yaparsan büyük bir farkındalık getirir.Eğer korkuyorsan unutma ki, çekici insanlardan korkmak, birinin karnına dokunmasından korkmak, karanlıktan korkmak, kadın gibi yürümekten korkmak, şundan bundan korkmak fark etmez. Korkunun eritilmesi gerekir çünkü korku sakatlayıcı, felç edici bir oluşumdur. Ve onu eritmenin tek yolu da içine girmektir. Deneyim özgürleştirir. Öğrenmek daha iyidir. Korkuyu bırakmak daha iyidir. İnsanlarla ilişki kurmak daha iyidir. Ve aslında ilişki kurmaya başlarsan her insanda güzel bir şey olduğunu görürsün. Kimse güzellikten yoksun olarak gelmez. Ve bir insanın güzelliğiyle temas kurmanın tek yolu yakın olmaktır, korkuyu bırakmak, savunmaları bırakmaktır. GERÇEK MANTIKLI BİR ŞEY DEĞİLDİR. Gerçek hakikattir; gerçek içtenliktir. Gerçek mantıksal değildir. Sahici olmanın ruhsal durumudur, bir ideale uygunluk değildir. Çünkü eğer bir ideal varsa, sahte olursun.Şimdi, öfkelenmek senin güzel imajını bozacak; o yüzden öfkeni bastırıyorsun.İçersi kaynıyor; ama yüzeyde şefkatli, iyi, nazik, tatlısın. İşte bölünme hali bu. İnsanlar bunu hayat boyu yapıyor; sonra da bu bölünme tamamenyerleşiyor.Gerçek derken, rol yapmamaktan bahsediyorum. Olduğun gibi ol; bir an kederlisin, sadece o an kederlisin. Ve sonraki an mutlusun, artık kederli kalmanın bir anlamı yok.Artık birleştirilemez hale gelince de adına şizofreni deniyor. Kendi öbür yarınla temas kuramadığın zaman artık nerdeyse iki insan haline geliyorsun: Bu ciddi bir akıl hastalığı
GERÇEK OL Dürüst olmak hakiki olmaktır; gerçek olmak sahte olmamak, maskekullanmamaktır. Gerçek yüzün her neyse, ne pahasına olursa olsun onu göster.Sen kendine karşı dürüst ol.Başkalarına öğretmeye çalışma, kimseyi düzeltmeye çalışma, başkalarını değiştirmeye çalışma. Eğer sen değişirsen bu mesajyeterlidir. Unutma, bu başkalarının maskelerini düşürmen gerekiyor anlamına gelmez; onlar yalanlarıyla mutlu iseler bu onların kararıdır. 1-Başkalarının sana ne olman gerektiğine ilişkin söylediklerine asla kulak asma. Her zaman ne olmak istediğini, kendi iç sesini dinle.Senin varlığın her şeyden önce gelir. Başkalarının seni kullanmalarına ve kontrol etmelerine izin verme.Bu dünya bir pazar yeri ve herkes sana bir şey satmaya çalışıyor. 2-Maske kullanma; aksi halde mekanizmada bozukluklar, kilitlenmeler yaratırsın.Kızgınsan kızgın ol. Riskli olabilir bu belki, ama gülümseme, çünkü bu gerçek olmaz. 3-Her zaman şimdide kal, çünkü bütün sahtelik ya geçmişten, ya da gelecekten sızar. Geçmiş geçmiştir.Ve gelecek olan da henüz gelmedi. Boşuna gelecekle kafanı yorma yoksa şu ana gelir ve onu mahveder. Şimdiye sadık kal, o zaman gerçek olursun KENDİNİ DİNLE Gerçek olmayı bir kere tanıdığında bu öyle güzel bir şeydir ki, sahte olmakla yetinemez olursun. Sahte olmaya devam etmenin sebebi gerçeğintadını bilmemendir. Kendine karşı gerçek ol; başka bir sorumluluğun yok.Bunu çözebilirsen öbür meselelerin hepsi sorun olmaktan çıkar. O zaman hayat, yaşanacak güzel bir gizem haline gelir. Çözülecek değil; yaşanacak ve keyfine varılacak KENDİNE GÜVEN Kendine güvenen insan özgür insandır. Ne yapacağı önceden bilinmez, kendi yolunda yürüyecektir. Hayatı özgürlük olacaktır.Hissettiği zaman, sevdiği zaman güvenecektir ve onun güveni çok yoğun ve gerçek olacaktır. Onun güveni hayat dolu ve sahici olacaktır. Ve duyduğu güven doğrultusunda her şeyi riske atmaya hazırdır ama sadece hissettiği zaman, kalbine dokunduğu zaman, zekâsına ve sevgisine dokunduğu zaman. Yoksa değil. Onu bir şeye inanmayazorlayamazsın. Kendini seven insandan, er ya da geç, sevgi taşmaya başlar.Kendine güvenen insan başkasına karşı güvensizlik duyamaz. Eğer bir insan sana gerçekten güveniyorsa onu aldatman imkânsızdır, nerdeyse imkânsız.Kendine güvenen insan, bunun güzelliğini anlar ve görür ki kendine ne kadar güvenirsen o kadar büyürsün; kendini ne kadar bırakır ve rahatlarsan o kadar sakinleşirsin, o kadar serinkanlı, sessiz ve dingin olursun. Kendini sevmeye başla. Sen kendini sevmezsen, seni kim sevebilir? Ama unutma, eğer sadece kendini seversen sevgin çok yoksul olur.İnsan yakınlaşmaktan korkar. Yakınlaşmak rol yapmayı kesmen gerektiği anlamına gelir TEPKİ VERME ALIŞKANLIĞI Tepki geçmişten kaynaklanır; yanıt ise şimdiden. sadece bir robot gibi davranıyorsun. İçinde bir mekanizma var, düğmeye basıyorsun, "Bu adam beni aşağıladı" diyorsun ve tepki veriyorsun.Tepki geçmişten kaynaklanır. Eğer eski alışkanlıklarından, zihninden tepki verirsen yanıt vermiş olmazsın. Yanıt vermek, tam olarak bu anda, şimdi, burada canlı olmaktır. MAHREMİYET İHTİYACI Varlığın iki yüzü vardır: dışarısı ve içerisi.Güzel olan her şey içerdedir ve içerisi mahremdir.İçeri gir; ancak o zaman enerjiyle, sevgiyle, şefkatle dışarı çıkabilirsin. İçeri gir ki dışarı çıktığında dilenci değil, kral olabilesin. Dışa dönük ilişkilerin olsun ama içe dönük ilişkilerin de olsun.Hayat içerdeki o kaynaktan çıkar ve dışarıdaki gökyüzüne yayılır. Bir denge olmalı; ben her zaman dengeden yanayım.Bu yüzden hayat açık bir kitap olmalı demiyorum, hayır. Birkaç bölüm açık olsun, tamam. Ama birkaç bölüm de tamamen kapalı, tamamen gizli. GERÇEK OLMA RİSKİNİ AL Kurnaz olursan, kendini güvenceye alıp korumaya devam edersen sadece kişilikler karşılaşır, gönüller yalnız kalmaya devam eder.Böyle bir şey olduğunda ilişkide dört kişi bulunur, iki değil. İki sahte kişi buluşmaya devam eder; iki gerçek kişinin arasında dünyalar kadar mesafe kalır.Gerçek için her riske gir yoksa mutlu olamazsın.Sahte bir kişilik kullanarak geçirdiğin bütün zaman boşa harcanır; sana asla geri dönmez. O dakikalar gerçek olabilirdi, sahici olabilirdi. Tek bir an sahici olmak bile hayat boyu sahte yaşamaktan iyidir. O yüzden korkma. Eğer ilişki gerçeğe dayanabilirse bu harika olur. Eğer dayanamaz ve ölürse, bu da iyidir; çünkü sahte bir ilişki bitmiştir ve şimdi başka bir ilişkiye girmen mümkündür; daha gerçek, daha sağlam, özüne daha çok yaklaşabilecek bir ilişkiye.Sevginin anlamı budur, hiç değilse bir insanın yanında tamamen çıplak olabilmek.Sevgi paylaşmaktır, o yüzden hiç değilse sevgilinle birlikteyken sahte olma. Sana herkesin ortasına çık ve gerçek ol demiyorum. Çünkü bu, şu anda gereksiz sorunlara yol açar. Ama önce sevgilinle başla, sonra ailenle devam et, sonra daha uzağındaki insanlarla. Yavaş yavaş anlarsın, gerçek olmak o kadar güzeldir ki onun uğruna her şeyi kaybetmeyi göze alabilirsin. Ve sonra istediğin yerde yapabilirsin bunu; gerçek senin yaşam biçimin olur. Sevginin abecesi, yani gerçek, önce sana çok yakın olanlarla öğrenilmelidir çünkü onlar anlayabilir.
BENCİL OL ÖNCE KENDİNİ SEV İkiyüzlüler dışında hiç kimse bencillikten uzak olamaz.Temel olan şu; kendini öylesine tam olarak sev ki, o sevgi senden taşsın ve diğerlerine ulaşsın. Paylaşmaya karşı değilim ama fedakârlığa kesinlikle karşıyım.Fedakarlık alışveriştir.Verdiklerimi geri ver demek fedakarlıktır Sevgiyle uzaktan yakından alaksı yoktur,sömürü aracıdır Vermek nedir ve almak nedir? Kendini vermiyorsan hiç vermiyorsun demektir.Şevgi karşıdakini olduğu gibi kabul etmektir.Bu durumda karşıdaki kişi dönüşür.Şefkat almakla ilgilenmez Verdiği ve karşıdaki aldığı için memnun olur. Sevilmek istiyorsun ama hiç düşünmedin: Sevgiyi alabilir misin? Onu almana izin vermeyen öyle çok engel var ki..Kendine saygın yok; o yüzden sevgi sana yaklaştığında onu almaya yeterli hissetmiyorsun kendini. Sen kendini olduğun gibi kabul etmediğine göre kendini hiç sevmedin; başkasının sevgisini nasıl alabilirsinlk ve en önemli bahane; "Bu sevgi değil, o yüzden kabul edemem." Birinin seni sevebileceğine inanamıyorsun. Sen kendini sevemezken; kendini, güzelliğini, zarafetini, ihtişamını göremezken; biri sana "Çok güzelsin. Gözlerinde sonsuz bir derinlik, büyük bir zarafet görüyorum. Kalbinin evrenle uyum içinde atışını görüyorum" dediği zaman nasıl inanabilirsin? İLİŞKİDE OLMAK DEĞİL, İLİŞKİ KURMAK İki dilenci birbirinden dileniyor. O yüzden sevgililer arasında sürekli kavga var, çekişme var, çatışma var; saçma sapan şeyler yüzünden, önemsiz, aptalca şeyler yüzünden. Ve çatışma devam ediyor.İlişki bir şeydir: ona yapışırsın. İlişki kurmak bir akış, bir hareket, bir oluşumdur. Bir insanla karşılaşırsın, onu seversin çünkü verecek bol bol sevgin vardır ve daha çok verdikçe, daha çok alırsın. Bir kere sevginin bu garip aritmetiğini, daha çok verdikçe daha çok aldığını anladığın zaman..Ve bir insan neşeni onunla paylaşmana izin verdiğinde ona karşı şükran duyarsın. Ama bu ilişkide olmak değildir, ırmak gibi bir akıştır.Irmak bir ağacın yanından geçer, onu selamlar, onu besler, ona su verir... ve devam eder, dansına devam eder. Ağaca yapışmaz. BAŞKALARIYLA YAKINLIK: SONRAKİ ADIMLAR İki sevgili gerçekten birbirlerine açık olduklarında,birbirlerinden korkmadıklarında,bir şey gizlemediklerinde bu yakınlıktır.Diğerinin kızacağından ya da incineceğinden korkmadanher şeyi söyleyebildiklerinde... Eğer bir sevgili diğerinin kızacağındankorkuyorsa, o zaman yakınlık yeterince derin değildir.O zaman, bu bir tür anlaşmadır ve herhangi bir şeyle bozulabilir.Ama iki sevgili gerçekten saklanacak bir şey olmadığını hissettiklerinde ve her şey söylenebildiğinde; güven öyle bir derinliğe ulaşmıştır ki,bir şey söylenmese de diğerinin anlayacağı bilinir.O zaman, tek olmaya başlamışlardır. SESSİZLİĞİN DİLİNİ ÖĞREN Sevgi ilişkisinde olduğun insanlarla birlikteyken dilsizlik gereklidir. İnsan yeniden bir çocuk gibi masumlaşmalı, sessizleşmelidir. Hareketler olur yine; bazen gülümser, el ele tutuşursun, bazen sessizce göz göze kalırsın, hiçbir şey yapmadan, sadece var olarak. Varlıklar buluşur, birleşir ve sadece ikinizin bildiği bir şey gerçekleşir. Sadece bunu yaşayan ikiniz bilirsiniz, başka kimse farkına varmaz; öylesi bir derinlikte olur her şey. Bu sessizliğin tadına var; hisset ve tadını çıkar. Kısa zamanda anlayacaksın ki onun kendi iletişimi var; daha büyük, daha yüksek, daha derin ve daha içten. Ve bu iletişim kutsaldır, saftır. GÜVENLİĞE SAPLANMAK Hiçbir ilişki güvenli olamaz. Güvenli olmak, ilişkilerin doğasında yoktur ve eğer bir ilişki güvenliyse bütün çekiciliğini kaybeder.Bir ilişkinin tadına varmak istiyorsan güvensiz olmak zorundadır. Onu tamamen güvenli kılarsan tadına varamazsın; büyüsünü, cazibesini kaybeder.Çok güvenli bir ilişki istiyorsan ölü bir insanı sevmek zorundasın ama o da hoşuna gitmeyecektir.Asıl mesele; eğer şu anda yanındaysa onu sev. Sonraki anı düşünerek bu anı harcama, bu intihar olur.Benim anlayışıma göre, eğer bu anı tam olarak yaşayabilirsen, sonraki an bu insanın yanında olması da çok muhtemeldir. Muhtemel diyorum; söz veremem. İhtimal büyüktür, çünkü sonraki an bu anın içinden çıkarAslında, endişelenmeye devam edersen bu insanı seni terk etmeye zorlarsın.Birini mutlu ediyorsan seni niye terk etsin? Ama onu mutsuz ediyorsan da, niye terk etmesin?O yüzden daha mutlu ol. Zamanını kullan ve geleceği düşünmene gerek yok, bu an yeterli.