Çay Tiryakilerine..Renk Pekte Önemli Değil..

Konusu 'Sağlıklı Beslenme' forumundadır ve ezgikardelen tarafından 27 Mart 2016 başlatılmıştır.

  1. ezgikardelen

    ezgikardelen Yeni Üye www.pembeoje.com

    Dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan çay, çok eski çağlarda Uzak Doğu ülkelerinde kullanılan bir içecek iken zamanla Avrupa, Amerika ve diğer ülkelerde de yayılmıştır. Thea sinensis veya Camalia sinensis adlarındaki çay bitkilerinin yapraklarının fabrikalarda işlenmesi ile elde edilen çayın kalitesi, bitkinin türüne ve yetiştirilmesine göre değişiklik göstermektedir. Çay, flavonoidler bakımından zengin olması sebebiyle koroner kalp hastalıkları, inme, kalp - damar hastalıkları, hipertansiyon ve çeşitli kanser türleri başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etkiler içermektedir. Bilimsel çalışmalar siyah ve yeşil çayda bulunan etken maddelerin hastalıklara karşı korumada benzer etkiler gösterdiğini belirtmektedir.

    Çayın, suya geçebilen alkaloid, kafein, tanen pigmentleri ve aromatik esanslarından yararlanılmaktadır. Çay, sıcak su içinde demlenirken bu öğeler suya geçer. Demlenme süresine göre suya geçme oranı değişir, renk koyulaşır ve tadı acılaşır. Yeşil çay, yaprakların fermantasyon sürecinden geçirilmeden hazırlanması ile elde edilir. Kurutulup tüketime sunuluyor. Yeşil çay, siyah çaya nazaran daha az işlemden geçtiği için antioksidanlardan yana birazcık daha zengindir. Siyah çayda ise, yapraklar toplandıktan sonra fermente ediliyor, daha sonra karartılıp lezzetleri keskinleştiriliyor. Fermantasyon işlemi esnasında sağlığa yararlı olan flavonoidler belki bir miktar azalıyor ama bu işlem siyah çayı daha keyifli bir içecek haline getiriyor.

    Yapılan çalışmalarda egzersizden önce içilen bir fincan yeşil ya da siyah çayın yaklaşık 30 dakika içinde kandaki flavonoid antioksidan seviyesini artırdığı ve bu durumun hücreleri egzersiz sırasında üretilen serbest radikallere karşı koruduğu belirtilmektedir.

    Çayda bulunan kafein ve tanenler vücutta demir mineralini bağlayarak demir eksikliği anemisine (kansızlığa) yol açabilmektedir. Bu nedenle özellikle kansızlık şikayeti olanlara öğünlerden yaklaşık 30 - 45 dakika önce veya sonra içilmeleri önerilmektedir. Öte yandan C vitamini demir mineralinin emilimini olumlu yönde etkilemektedir. O nedenle kahvaltıda veya hemen yemek sonrası çay içilecek ise, açık ve limonlu olmasına özen gösterilmelidir.

    Öte yandan kafeinli içeceklerin, kafeinin idrar söktürücü etkisinden ötürü iyi bir sıvı kaynağı olmadığı; çay, kahve ve gazlı içecekleri idrar söktürücü etkiler gösterdiklerinden suyun yerini tutmadığı gibi görüşler artık tarih oldu. O nedenle gün içerisine dağıtarak gönül rahatlığı ile çayınızı yudumlayabilirsiniz. Yeşil çay, siyah çaya nazaran bir gömlek daha üstün görünse de aradaki farkı pek de büyütmemek gerekir. O nedenle rengine pek takılmamak lazım.

    Alıntıdır.
     
  2. kısmet

    kısmet Yeni Üye www.pembeoje.com

    Öyle çay tiryakisi arkadaşlarım varki bırakın rengini kokusuna bile yorum yapıyorlar çiğ olmuş demini almamış suyu az kaynamış gibi bir çok çay demleme hataları sayabiliyorlar.
     

Sayfayı Paylaş