Sonbahar-kış trendlerini daha yakından işleyerek, yazın bitmesinin çok da kötü olmadığına sizleri inandırmak istiyoruz. Kış, içinde bulunduğumuz sezonun aksine, serin ve zaman zaman da yumuşacık ve bembeyaz geçecek olsa da içimizi ısıtacak renkler ve dokular en şık halleriyle yanımızda olacaklar. İşte bu kışın görmezden gelinemeyecek iki makro trendi: Print ve 60’lar etkisi! Celine gibi yıllardır minimal çizgilerin ve en az düzeyde kullanılan print’lerin koleksiyonlarına yön verdiği bir markaya bile desenlerin hakim olduğu ilkbahar-yaz 2014 sezonundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Peki, bu çok iddialı olabilir fakat geçtiğimiz yaz sezonuna hakim olan farklı print’ler bu sezon da Roberto Cavalli, Peter Pilotto, Marni gibi moda evlerinin koleksiyonlarına yön veriyor. Chanel’de çizgiler, puantiyeler ve fırça darbeleri, Miu Miu’da geometrik, Dries Van Noten’de (açılış karesi), dev çiçekler, Kenzo’daysa ebru sanatını andıran halleriyle karşımızdalar. Moda eskiyi yad etmekten sıkılmıyor… Balmain’in 90’lar etkili retro denimlerden oluşan ilkbahar-yaz 2013 sezonu, iki yıl önce Marc by Marc Jacobs koleksiyonuna hakim olan yüksel bel ve saç bantlı 80’ler kadını, ve şimdi de Louis Vuitton’un başı çektiği, Jane Birkin ilhamlı 60’lar kadını. İlk olarak 60’larda görülen mini etekler sarıyor Carven, Saint Lauren ve Valentino koleksiyonlarını. Sadece onlar mı? Miu Miu, Paco Rabanne, Dsquared2 da ilk olarak moda ikonlarından Edie Sedgwick’in üzerinde hafızalara kazınan mini etek modasını yeniden uyarlayanlardan.