Tarihi Truva Savaşı ve Büyük Komutan Hector

Konusu 'Tarih' forumundadır ve Balıkburcu tarafından 8 Ocak 2015 başlatılmıştır.

  1. Balıkburcu

    Balıkburcu Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    Yunan mitolojisinde, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)'un karısı Helen'i kaçırması sonucunda Yunanlıların (Akaların) Anadolu'daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır. Savaş, Yunan mitolojisi ve edebiyatında çok önemli bir yere sahiptir ve detayları Anadolu'lu ozan Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı destanlarında anlatılmaktadır. İlyada, on yıl süren savaşın son bir aylık dönemini en ince ayrıntılarına kadar anlatırken Odysseia, Yunanlı komutanlardan Odysseus'un Truva'nın düşüşünden sonra vatanı İthaka'ya yaptığı yolculuğunu dile getirir. Zeus, düzenlediği bir toplantıya tanrıçalardan Eris'i davet etmez. Bunun üzerine Eris, toplantıya altın bir elma göndererek, bunun "en güzel tanrıçaya" verilmesini ister. Athena, Hera ve Afrodit altın elmanın kime verilmesi gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşünce Zeus, tanrıçaları Paris'e gönderir ve en güzel tanrıçayı Paris'in seçmesini ister. Paris altın elmayı Afrodit'e verir. Karşılığında Afrodit, "tüm kadınların en güzeli" olan Helen'i, Paris'e aşık eder. Paris, Sparta'yı ziyaretinde Helen'e aşık olur ve iki aşık birlikte Truva'ya dönerler. Kendilerine hakaret edildiğine inanan Yunanlılar, Menelaus ve kardeşi Miken Kralı Agamemnon önderliğinde Aka ordusunu toplar ve Truva'ya bir sefer düzenler. Helen'in iade edilmesi ve kendilerine tazminat ödenmesi tekliflerine olumlu yanıt vermeyen Truvalılar ile uzun ve zorlu bir savaşa girerler. Truva'nın mitolojik bir kent olduğu düşünülürken, 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından başlatılan ve ikinci dünya savaşından önce Amerikan arkeolog Blegen tarafından gerçekleştirilen kazıların sonucu olarak, Çanakkale Boğazı'nın güney sahillerinde, Küçük Asya'nın kuzey batısındaki Troas bölgesinde bir sırtın üstünde bugünkü Çanakkale'nin birkaç kilometre güney batısındaki Hisarlık tepesinde dokuz kere yıkılıp yeniden kurulmuş çok eski bir şehir bulundu. Truva, deniz baskınlarından korunacak kadar içeride olmasına karşın Helespontos (Çanakkale)ile Karadeniz’i bağlayan ticaret yoluna hakim olacak kadar denize yakın bulunuyordu. Her yıkılışında yeniden yapılmış bu önemli ticaret şehrinde dokuz tabaka meydana çıkarıldı. Bunlardan MÖ 15-12. yüzyıla ait olan 6. tabaka, Homeros’un anlattığı Truva'dır. Homeros’un Truva Savaşı'nda bahsettiği kentin Yunanlılar tarafından tahrip ediliş tarihi olarak ilk çağda MÖ 1184 yılı kabul edilir.Truva'da üst üste 19 tabaka farklı medeniyet kalıntısı var. Homeros, "İlyada"sında Troya savaşını ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Sözlü gelenekten yazıya MÖ 5. yüzyılda geçmiştir fakat nasıl geçtiğini bilemediğimiz gibi, metinde geç dönemde yapılan değişikliklerin kesin amacını kestirmek bizim için güçtür. Ama Homeros bir savaşın toprağı bereketli Troya'da geçtiğini söylüyor. Şu çok ünlü Troya savaşının hikâyesi ise kısaca şöyle ortaya çıkmıştır. Homeros’un İlyada adlı destanı Troya destanı adını taşısa da orada Truva savaşı efsanesinin ancak bir kısmı anlatılmıştır. Efsaneye göre Truva şehri kral soyunun atalarından biri olan Tros tarafından kurulmuştur. Tros Zeus’un oğlu Dardonos’un torunudur. Tros’un torunu Laomedon Truva surlarını tanrı Apollon ile tanrı Poseidon’a yaptırmştır. Asıl Truva savaşı efsanesinde Tros’un kendisi hiçbir rol oynamaz efsanedeki kahramanların babası Priamos Tros’un torunu Laomedon’un oğludur. Troya efsanesini başkahramanı Paris’tir.Paris, Truva Sarayında bir süre yaşadıktan sonra Yunanistan’a, Sparta’ya gitmek üzere gemileri hazırlatır ve oraya gider. O sıralarda Sparta kralı olan Menelaos ile karısı güzel Helena’nın konuğu olur. Helena Sparta kralı Tyndros’un karısı Leda ile tanrı Zeus’un kızıdır. Helana büyür güzeller güzeli bir kız olur ve evlilik çağına geldikten sonra kocası olarak Menelaos’u seçer.Menelaos büyük babasının ölümü üzerine Girit’e gittiğinde Paris onun hazineleri ve birtakım malları ile Helena’yı kaçırır. Menelaos karısının kaçırıldığını öğrenince ağabeyi Mykenai kralı Agememnon’u yardıma çağırır. Önce savaş çıkmasın diye Menelaus ile birlikte Truva’ya elçi gider. Fakat bu elçilik başarısızlıkla sonuçlanır. Bunun üzerine Odysseus Truva savaşında Akaların en büyük kahramanı Akhilleus’u savaşa katılması için bulur getirir. Çünkü Akaların kahini Kalkhas eğer Akhilleus savaşa katılmazsa Truva’nın alınamayacağını bildirmiştir. Ancak birçok Aka kralları gibi çok zor ve uzun süreceği anlaşılan Truva Savaş'ına bu kahramanda katılmak istememiştir. Bu yüzden saklanmış fakat Odysseus onu saklandığı yerde bulmuş ve Aka ordularının toplandığı Aulis’e getirmiştir. Aka donanması buradan hareketle ilk seferde Mysia bölgesine çıkarma yapmıştır. Akalar Tros’a vardıklarını sanarak buralarda yağmaya başlamışlar ve yanlış yerde olduklarını anlayarak gemilerine binerek denize açıldılar. Akalar daha sonra yine Aulis' de toplanırlar ve sonunda Truva’ya varırlar.
     
  2. Balıkburcu

    Balıkburcu Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    [​IMG]
    TRUVA FILMINDEN BIR KARE


    Tarihte tanıdığımız batı dünyası ile Asya arasındaki ilk büyük çarpışma başlamış olur. Fakat Akalar hemen Truvalılarla savaşa girmemiş ancak şehri kuşatmışlardır. Akalar dokuz yıl süren kuşatma sırasında Truva çevresindeki zengin bölge ve şehirlerin değerli silahlarını yağmalamak ile kalmamışlar güzel genç kız ve kadınlarını kaçırarak komutanlar aralarında paylaşmışlardır. Daha sonra iki ordu karşı karşıya gelmişlerdir. Paris Menelaos ile teke tek savaşmayı ve savaşı kazananın Helena’yı almasını teklif eder teklif kabul edilir. Savaş sırasında Menelaos Parisi yenmek üzereyken Tanrıça Afrodit araya girer ve Paris’i kurtarır. Başka bir savaşçı olan Pandoros’un Menelaos’a bir ok atmasıyla iki ordu birbirine girer. Akalı savaşçılar birçok Truvalıyı öldürürler. Bu korkunç savaşa tanrılardan Athena, Aphrodite ve Ares de katılır. Korkunç savaşın ünlü kahramanlarından Hektor savaşamayacak kadar yaşlı Truva kralı Priamos’un büyük oğludur. Bir yandan savaşmak ve diğer bir taraftan askerleri muhafaza etmek onun göreviydi. Hektor Akaların Akhilleus’tan sonra en büyük kahraman olan Aias ile savaşır. Bu arada Akalar ordugahın çevresini bir sur ve hendek ile çevirirler. Bu durum savaşın Truvalılar lehine gerçekleşmesini sağlamıştır. Akalı Patroklos ile Hektor mücadelesi sonucunda Hektor batı kapılarına kadar kovulur. Patroklos’un Truvalılar tarafından öldürülmesi Akhilleus’u çıldırtır ve Hektor üzerine yürür. Akhilleus tarafından Hektor öldürülür. Akhilleus Hektor’un ölüsünü toz toprak içerisinde sürükleyerek Truva surlarının içerisinde yedi kere dolaştırır. Bu işkence dokuz gün sürer. Hektor’un ölümünden sonra Amazonlar ve Etiopia kralı Memnon Truvalıların yardımına gelirler. Hektor'un Patroklos ile savaşında, birçok kaynakta yukarıdakinden farklı bir durum anlatılır. Esas duello Akhilleus ile Hektor arasında olacaktır, ancak savaşta gerçek bir savaş nedeni bulamayan ve esasında truva savaşına gönülsüz katıldığı ve savaşta bir türlü nihayetlenmediği için keyifsiz olan Akhilleus duelloya girmek istemez. Akhilleus'un kuzeni olan Patroklos ısrar eder ama ama Akhilleus'u ikna edemez. bunun üzerine Patroklos askerlerin moralinin düşmemesi için Akhilleus'un zırhını gizlice giyip Akhilleus' muş gibi duelloya gider. Duello'da Hektor zırhın içindekinin Akhilleus olmadığını anlar, zira hem zırh Patroklos'a oturmamıştır (zira yapı olarak Akhilleus'tan zayıftır) hem de Patroklos Akhilleus kadar yetenekli değildir. Duelloda Hektor Patroklos'u öldürür. Menelaus ölenin Akhilleus olduğunu sanarak keder içinde cesedin başına gidince ölenin Patroklos olduğunu anlar. Bu durmu Akhilleus'u çadırından çıkarmak için fırsat bilerek Patroklos'un cesedini Akhilleus'un çadırına götürür. Akhilleus en iyi dostu olan Patroklos'un öldürülmesi ile çılgına döner. Truva kapılarına dayanarak tekrar bir deullo talebinde bulunur. Hektor istemese de kabul etmek zorunda kalır. İkisi Truva kapılarının önünde duelloya tutuşur ve sonuçta Akhilleus Hector'u öldürür. Hırsı geçmeyen Akhilleus hektorun cesedini Hector'un Ajax ile olan duellosundan hediye aldığı olan kemerle (Ajax'ı sağ bıraktı) atlı arabasının arkasına bağlar ve güvenli bir mesafeden 9 gün boyunca truva surları etrafında Hector'un cesedini sürükleyerek paramparça eder. Bu dönüm noktası savaşın seyrini değiştirmeye başlar. Zira başkomutan olan Hektor'un düşüşü truva tarafında derin bir moralsizliğe neden olur. Hektor'un teyzesi olan Penthesileia kafkaslarda kurulu Amazon krallığının kraliçesidir. Penthesileia Hektor'un düşünün ardından Truva'ya destek için gelir ve savaşa katılır. Savaşta Akhilleus tarafından öldürülür. Ölümünün ardından (kimi kaynaklarca) Akhilleus'un tecavüzüne uğrar, kimi kaynaklara göre ise) Akhilleus onu öldürdükten sonra ona aşık olur. Yapılan diğer savaşlarda genel olarak karşılıklı kayıplarla ve truva'lıların hafif alehine sonuçlarla devam eder taa ki Paris bir ok ile Akhilleus'un ölümünü getirene dek. Akhilleus'un ölümünün ardından truva atı olayı gerçekleşir ve truva yerle bir edilir.
    Savaş böylece on yılını doldurduğu halde hala uzayıp gitmektedir. Akhilleus’un oğlu Neoptolemos katılırsa savaşın sona ereceği şekilde çıkan bir söz üzerine O da savaşa katılmıştır; fakat savaş hala sürüp gitmektedir. Bunun üzerine kurnaz Odysseus Truva atı fikrini öne sürer. Bu tahta at Epeios tarafından yapılır ve Truva kapıları önüne bırakılır. En iyi Aka kahramanı Neoptolemos bu tahta atın karnında saklanmışlardır. Aka ordusu ve casus Sinon’un planı neticesinde Truva şehrine girerler ve şehri ateşe verirler. Priamos ve sağ kalan öteki oğulları öldürülür. Neoptolemos Hektor’un oğlu Astyanaks’ı surlardan aşağı atar. Bütün Truva kadınları ve çocukları esir alınır. Paris Heleni korumak isterken Akhilleus'un oğlu Neoptolemos tarafından öldürülür. Menelaos savaşın sonunda Helen'i alarak Spartaya geri döner. Neoptolemos savaş ganimeti olarak Hektor'un karısı Andromache ile evlenir.
    Hektor:


    Hektor (Yunanca: Ἕκτωρ), Truva krallarından Priam ve eşi Hecuba'nın en büyük oğlu, Paris'in ağabeyi, Dardanus'un torunuydu. Tros'un Ida dağları'nda yaşardı. Tüm zamanların en büyük savaşlarından biri olarak kabul edilen Truva Savaşı'nda mücadele eden Truva prensiydi. Ayrıca bu savaşı konu alan İlyada destanının da kahramanlarındandı. Teke tek savaştığı Akhilleus tarafından öldürüldüğü belirtiliyor.

    Truva kralı Priamos ile Hekabe'nin en büyük oğlu ve Paris'in kardeşidir. Truvalıların ve Tarihin en büyük savaşçılarından biri olarak kabul edilir. Halkı tarafından çok sevilir. Kimsenin karşılaşmaya bile cesaret edemediği yarı-tanrı Akhilleus'a (Aşil) karşı durmuş, Truva ordularını komuta etmiş ve şehrin düşmesini 10 sene geciktirmiştir. Sonunda tanrıların tanrısı Zeus zaferi Hektor'a ve Truvalılara vermeyi kararlaştırmışken tanrıça Hera ve Athena'nın entrikalarıyla Hektor'un ölüm kararını vermiştir. Zeus'un emriyle Hektor'u koruyan tanrılar savaştan çekilmiştir. Athene Aineas kılığına girmiş ve Hektoru savaşması için kışkırtmış ve sonra da Hektoru savaşa göndermiştir. Athena da Aineas şeklinde kaybolmuştur ve Hera nın yanına gitmiştir. Akhilleus yanında Hera ve Athena ile birlikte Hektor'la savaşmış ve ancak Athena'nın yardımlarıyla Hektor'u öldürmeyi başarmıştır. Bu olay Hektor'u efsanevi bir kahraman yapmıştır. Bu cesaret tarihte hiçbir kahramanda görülmemiştir. Hektor sadece bir adamla değil Akhilleus un yanında bütün tanrılarla savaşmıştır. O bir Prens, Komutan ve her babanın sahip olamayacağı özelliklerde bir oğul'du. Cesedi Akhilleus tarafından şehrin etrafında defalarca döndürülmüş ve Truvalılar moral açıdan çökmüşlerdir.

    Hektor'un bedeni daha sonra Troyalılara geri verilmiş ve şanına yaraşır bir cenaze töreni düzenlenmiştir. Hektor olmadan Troyalılar yine de dayanmış ve şehir düşmemiştir. Durum böyle olunca Athena ve Hera yine entrikalara baş vurup hileyle şehri düşürmüşlerdir. Akhilleus ise Hektorun ölüsüne yaptığı saygısızlıklardan dolayı ölmüştür.Homeros'un yazmış olduğu ve Troya savaşını anlatan tek kaynak olan İlyada'da Hektor ölünce Troya yenilir.Akhilleus da bu sırada savaşırken bir rivayete göre bir asker,bir rivayete göre Prens Paris tarafından öldürülmüştür.

    AYRICA ATATÜRK'ÜN YUNANLILAR'I DENİZE DÖKTÜKTEN SONRA "HECTOR'UN ÖCÜNÜ ALDIK" DEDİĞİ SÖYLENMEKTEDİR.
     

Sayfayı Paylaş