Karicim; Önce sana bugünü anlatmaliyim, Biliyorsun yaz geldi. Cocuklar parklarda, Salincaklar, Tas makinelerinden daha hafif gicirdamakta, Agaclar meyvelerini olgunlaştirmakla meşgul, Hani şu şişman bakkalda buldu sonunda kendine göre birini, haftaya cikmaz evleniyor, Sana üzücü birde haberim var, Gecen yil boşalttigimiz evi biliyorsundur, şu penceresi kirik, badanasi cagla yeşili olan, Ev sahibi varyemez riza müttahit’e vermiş, Ay sonu yikiliyor, beni üzen anilarimizla müzeleşen, Taş duvarin devrilmesi degil elbet, Eh karicim Yapilar yükseliyor, Alinteri ve Emegi sömrülen işçilere yanarim! şu kanter içinde yükselen yapilarin, gercek sahiplerine. Akşam üzeri Biraz uyumaya caliştim, Paytoncunu atindan yükselen nal sesleri Bi cirpida aldi uykumu, Ama ilk ozaman anladim yaz gelmiş demektir. Televizyon’da Hep bildik şeyler oyalamaya devam ediyordu, Para tüccarlari, Yaninda halt etmiş dul mankenler, Kimin eli hangi yosmanin poposun’da Vesayre vesayre. Bak şimdi sevineceksin bu haberime. Stephen david daldry’i hatirladinmi? Şu Bernhard Schlinki’nin Romanini Filme uyarlayan adam, Gece’ye dogru onun filmini izledim, ’OKUYUCU’yu; Soguk istanbul gecesinde, icimizi isitan sahneleri hatirladim biran, Kücük köpekli kadin’i okurken Michael, Seni düşündüm Ve oracikta uyuya kaldim. Uyandigimda Gün coktan bitmişti.. Devrim Dokdere