Toplumda cinsellikle ilgili sorunlar ve cinsel işlev bozuklukları her ne kadar sık görülse de bunların önemli bir kısmı doktora yansıtılmadığından ülkemiz koşullarında bir veri ve istatistiki bilgi bulunmamaktadır.Ama isim belirtilmeden mektup yazılan gazetelerin cinsellik köşeleri ve internet siteleri ; bize kadının da erkeğin de cinsellikle ilgili ciddi sorunları olduğunu göstermektedir. Kadında cinsel işlev bozuklukları: 1-Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar: Cinsel arzu bozuklukları, en sık evlilik çatışmaları ve eşler arası uyumsuzluğa bağlı olarak meydana gelir.Eşlerin cinsel ritimleri ve cinsellik anlayışları birbirine uymayabilir.Dışardan bakıldığında her konuda ideal bir çift gibi görünen iki insan arasında da cinsel uyum olamayabilir. Bunun yanında;iş stresi, kişisel stres, aile içinde hasta bir bireyin varlığı, maddi problemler, çocuğu olanlarda çocukla ilgili problemler, gebe kalmaktan ve cinsel yolla bulaşan hastalık kapmaktan aşırı korkma, kendine güvensizlik, başarısızlık korkusu, eşle yakınlık kuramama, cinsellikten suçluluk duyma, çocuklukta ya da daha sonra cinsel tacize uğramış olma,yada gebeliğin son 3 ayında bulunma gibi nedenler de hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Cinsel arzu bozukluklarında ; cinsel arzunun azalması ya da tamamen ortadan kalması söz konusudur( firijidite).Kadın eşin, cinsel birleşme isteğine karşı koymayabilir, hatta eşi tarafından uyarıldığında,orgazm bile olabilir.Bu kadının uyarılma ve orgazm problemi değil arzu azalması yaşamasındandır. Bozukluk sıklıkla normal bir cinsel yaşamı takiben erişkinlikte ortaya çıkmaktadır. Hastalık ilerledikçe kadın kendini tümüyle her türlü cinsel içerikli eylemlerden uzaklaştırarak kendi içine kapanabilir. Bu durum herhangi bir fiziksel neden varsa buna yönelik yoksa psikoterapik tedaviyle çözülebilir. 2-Uyarılma ve Orgazm Bozuklukları: Uyarılma bozukluğunda,uyarılan bir kadında olması gereken fizyolojik değişikliklerin olmaması ya da yetersiz olması söz konusudur.(Vajinanın ıslanması,heyecanlanma) Orgazm ,kadınların bir kısmının hayatı boyunca tatmadığı bir durumdur,bir kısmının da çok geç keşfettiği.Aslında normal bir uyarılma sonrasında orgazm olamama daha çok deneyimsiz ve genç kadınlarda görülür.Ama bunun yanında,bazı hormon ve kronik hastalıklarda buna neden olabilmektedir.Bu yüzden öncelikle altta yatan bir hastalık olup olmadığı araştırılır. Bunun dışında gene kadın ve erkeğin cinsel uyumu önemlidir.Erkekle kadının aynı anda orgazm olamaması,erkeğin ön sevişme konusundaki tavrı ve sert kalma süresinin kısalığı da buna etken olabilir. Diğer nedenlerse; geçmişte cinsel tacize maruz kalmış olmak, cinsellik hakkında olumsuz duygular taşımak, ilişkiye ait problemler, özgüven azlığı, vücudunu beğenmeme ve kontrolü kaybetme korkusudur. Bunun yanında kadının ,ilişki esnasında gevşeyip kendisini ilişkiye bırakmak yerine;ilişkinin nasıl olması gerektiğini ,eşinin davranışlarını,kendisini durmadan eleştirmek gibi takıntılı bir psikoloji sergilemesi de etkendir. Her şey ilişkinizle ve ona ne kadar değer verdiğinizle alakalıdır.Net ve açık bir ilişki, cinsel her türlü sorunu çözer.Karşılıklı sevgi ve güvene dayanana bir ilişki de orgazmın bir çok yolu bulunur. Tedavide öncelikle altta yatan organik ve psikolojik nedenler araştırılarak giderilir. Cinsel eğitim, bireysel ve eşle birlikte sürdürülen psikoterapi de organik neden bulunamayan durumlarda gereklidir. 3-Cinsel ilişkide ağrı: Vajinismus:Vajina kaslarının istemsiz kasılması sonucu,vajina girişini daraltarak her türlü girişi imkansız hale getirdiği durumdur.Bu sadece sertleşmiş penise değil,parmak ya da muayene için oraya yerleştirilmesi gereken alete karşı da gelişen bir durumdur.Kadının sadece vajinaya bir giriş olduğunu hayal etmesi bile buna neden olabilir. Bazı kadınlarda hep vardır.Bazı kadınlarda ise sağlıklı bir cinsel yaşamın ardından ortaya çıkar.Normal vajinal doğuma bile engel olan bu durum ağrılı cinsel ilişkiye bağlı olarak gelişebilir. Bu kadınların büyük bir kısmında, uyarılma ve orgazm sorunu yoktur.Çeşitli egzersizler ,psikoterapi ve vajina genişleticilerle çözülebilen bir sorundur. Disparoni: Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması disparoni adını alır. Ağrının nedeni organik bir rahatsızlık olabileceği gibi, eşe bağlı olan ya da olmayan psikolojik bir sorun da olabilir. Bunun ayrımı ise komple bir jinekolojik muayene ile yapılır. Disparoni eğer ilk cinsel ilişki deneyiminden beri varsa birincil, sonradan ortaya çıkmışsa ikincil adını alır. Bu ayrım muhtemel nedenlerin ortaya konması açısından önemlidir. Yüzeyel disparoni vajina girişinde, derin disparoni ise penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ağrıdır ve bu ayrım da tanı açısından önemlidir. Derin disparonide ağrı alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir. Yüzeyel disparoninin en önemli nedenleri arasında kronik enfeksiyonlar ve klitorisin aşırı duyarlılığı yer alır. Kalın kızlık zarı, doğum yeri yara izi, vajina iltihabı, ilişkiye hazır olmadan (yani yeterince ıslanma olmadan) başlanması nedeniyle ortaya çıkan tahriş ve menopoz buna neden olabilir. Daha derinlerde ortaya çıkan ağrıda ise kısa vajina (doğumsal), mesane enfeksiyonları (sistit) ve idrar yollarında kronik enfeksiyonlar, bölgedeki kitleler, barsak hastalıkları, üreme organlarda sarkma söz konusu olabilir. Orgazm esnasında ortaya çıkan rahim kasılmaları da bazen ağrı duyulmasına neden olabilir. Kadınların yaklaşık %15'i hayatlarının bir döneminde böyle bir ağrıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak %1-2'sinde ise ağrı tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir. Bazı kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler. Tedavide ilk adım hastanın ve eşinin hastalık konusunda bilgilendirilmesidir.Organik nedenlerden kaynaklanıyorsa,bu durumlar usulüne uygun olarak ilaç ve/veya cerrahi yolla tedavi edilir. Hastalığın psikolojik boyutu varsa bireysel ve eşle beraber psikopterapi çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir