Gökyüzünde kırpık kırpık gezen yıldızlar Baştan söyleyeyim, ‘Sils Maria ve Perde’ sezonun en iyi yapımlarından biri. Eğer sinemanın kendini özgü dinamikleri, yıldızların görkemli hayatları ardındaki ‘sis perdeleri’, sanatçı dünyalarına ait kaygı ve çekişmeler ilgi alanınızdaysa Assayas’ın yapıtı sizi zaten kâğıt üzerinde bile kendisine çekmeye hazır. Öte yandan Fransız yönetmen bu temalar üzerinden aslında insan hayatına dair evrensel mesajlara da ulaşıyor ve bize hüznün resmini, son derece etkileyici ve incelikli bir filmle çiziyor… Öyküye göz atarsak: Kader orta yaş dönemini yaşayan ünlü oyuncu Marie Enders’in önüne, kendisine 18 yaşındayken şöhretin yollarını açan oyunu bir kez daha çıkartmıştır. Geçmişte bu oyunda patronu Helena’yı baştan çıkarıp intihara sürükleyen 20 yaşındaki Sigrid’i oynamıştır; bu kez kendisine teklif edilen karakter Helena’dır. Başta rolü kabul etmez ama daha sonra bunun bir meydan okuma olduğuna karar verir ve yeni bir tecrübe için yola çıkar… ‘SİSLER BULVARI’NDAN ‘MALOJA YILANI’NA… Assayas, bu öyküye özellikle detaylarda ve kendine özgü kıvrımlarda muhteşem dokunuşlarda bulunuyor. Yeni oyunda Sigrid rolünün skandallarla dolu bir hayatın sahibi olan genç Hollywood yıldızına verilmesi, iki farklısinema anlayışının ve sanat perspektifinin masaya yatırılması, Enders’in sürekli geçmişiyle yüzleşmeye soyunması, eski aşkların gönül oyunlarının devreye girmesi, giderek artan bir endişenin etrafı sarması filmi her yeni sahnesinde güzelleştiren ve de eşsizleştiren unsurlar. Öte yandan Enders’in asistanı Valentine’le arasındaki ilişkisi de öykünün en önemli mihenk taşlarından. Evde yaptığı provalar ve okumalar sırasında Sigrid rolünü Valentine’in üstlenmesi ve giderek gerçek hayatla rollerin iç içe geçmesi, bu esnada perdeden salona yayılan kimi cinsel çağrışımlar, filmi karakterleri üzerinden seyirciyi de fazlasıyla geriyor. Bir de hikâyenin ana mekânının Alpler’deki Sils Maria köyü olması ve yöredeki, daha önce ünlü bir belgesele de konu olan ‘Maloja yılanı’ adı verilen sisin öyküye özel katkısı altı çizilmesi gereken başka ilginç ve çekici bir unsur… ‘BERGMAN’VARİ TATLAR… Marie Enders’te her zamanki zarafetiyle birlikte muhteşem oynayan Juliette Binoche (aslında rolü, hafiften Abbas Kiarostami imzalı ‘Aslı Gibidir’de canlandırdığı karakteri andırıyor), asistan Valentine’de “Artık ben büyüdüm ve bambaşka karakterlerle karşınızda olmaya hazırım” mesajı veren ‘Alacakaranlık’gillerden Kristin Stewart ve şımarık Hollywood yıldızı Jo-Ann’da Chloe Grace Moretz, filmi sürükleyen isimler. Sonuç? Bergman’vari tatlarla süslü bu enfes filmi kesinlikle kaçırmayın derim… Sils Maria ve Perde Yön: Olivier Assayas Oyn: Juliette Binoche, Kristin Stewart, Chloe Grace Moretz, Lars Eidenger, Angela Winkler