Cemal Süreya Şiirleri

Konusu 'Şiir' forumundadır ve Jerna tarafından 28 Aralık 2014 başlatılmıştır.

  1. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    AŞK

    Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
    Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
    Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
    Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
    Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
    Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
    Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
    Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
    Sanki hiç olmamıştı

    Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
    İstanbullar
    Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
    dünyaların
    Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
    Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
    Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
    Çünkü iki kişiydik

    Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
    Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
    Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
    Sonrası iyilik güzellik.
     
  2. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    DÜELLO

    Bir düelloda
    Daha büyük bir şey vardır
    Ve daha acıdır bu
    Ölümden de ölüm korkusundan da

    Bakarsın dün en güvendiğin kişi
    Karşı tarafın şahidi olmuş
    İşte acıdır bu da
    Ölümden de korkusundan da

    Daha da acısı vardır ama
    O da sevdiğin kadının
    Karşı tarafı ziyaret etmesidir
    Bu bir nezaket ziyareti de olsa
    Düello gerçekleşmemiş de olsa
    Acıdır bu
    Ondan da ondan da

    Daha da acısı
    Kılıcın elinde
    Alnında bir tutam güneş
    Kalakalıyorsun ortada
     
  3. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    ÜVERCİNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
    değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
    diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil
     
  4. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    BENİ ÖP SONRA DOĞUR BENİ

    Şimdi
    utançtır tanelenen
    sarışın çocukların başaklarında.

    Ovadan
    gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
    çeviriyor o küçücük güneşimizi.

    Taşarak evlerden taraçalardan
    gelip sesime yerleşiyor.

    Sesimin esnek baldıranı
    sesimin alaca baldıranı.

    Ve kuşlara doğru
    fildişi: rüzgarın tavrı.
    Dağ: güneş iskeleti.

    Tahta heykeller arasında
    denizin yavrusu kocaman.

    Kan görüyorum taş görüyorum
    bütün heykeller arasında
    karabasan ılık acemi
    - uykusuzluğun sütlü inciri -
    kovanlara sızmıyor.

    Annem çok küçükken öldü
    beni öp, sonra doğur beni.
     
  5. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    ÖNCELEYİN

    Önce bir ellerin vardı yaşnızlığımla benim aramda
    Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
    Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
    Sonra her şey çıkıp geldi

    Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
    Sen çıkardın utancını duvara astın
    Ben masanın üstüne kodum kuralları
    Her şey işte böyle oldu önce
     
  6. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    TEK YASAK

    Özgürlüğün geldiği gün
    O gün ölmek yasak!
     
  7. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    İki Kalp

    İki kalp arasında en kısa yol:
    Birbirine uzanmış ve zaman zaman
    Ancak parmak uçlarıyla değebilen
    İki kol.

    Merdivenlerin oraya koşuyorum,
    Beklemek gövde gösterisi zamanın;
    Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
    Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

    Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    Şair : Cemal Süreya
     
  8. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    Sizin Hiç Babanız Öldü Mü?

    Sizin hiç babanız öldü mü?
    Benim bir kere öldü kör oldum
    Yıkadılar aldılar götürdüler
    Babamdan ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç hamama gittiniz mi?
    Ben gittim lambanın biri söndü
    Gözümün biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    Söylelemesine maviydi kör oldum
    Taşlara gelince hamam taşlarına
    Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
    Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
    Şair : Cemal Süreya
     
  9. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    18 Aralık

    18 Aralık 1985'te o salonda
    Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?
    Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,
    Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi.

    Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi
    14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,
    Şöyle yazmamış mıydı defterine:
    "Bugün kayda değer bir şey yok.."

    "Kehanet" adlı kısacık bir şiir buldum
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
     
  10. Jerna

    Jerna Profesyonel Üye www.pembeoje.com

    8.10 Vapuru

    Sesinde ne var biliyor musun
    Bir bahçenin ortası var
    Mavi ipek kış çiçeği
    Sigara içmek için
    Üst kata çıkıyorsun

    Sesinde ne var biliyor musun
    Uykusuz Türkçe var
    İşinden memnun değilsin
    Bu kenti sevmiyorsun
    Bir adam gazetesini katlar

    Sesinde ne var biliyor musun
    Eski öpüşler var
    Banyonun buzlu camı
    Birkaç gün görünmedin
    Okul şarkıları var

    Sesinde ne var biliyor musun
    Ev dağınıklığı var
    İki de bir elini başına götürüp
    Rüzgarda dağılan yalnızlığını
    Düzeltiyorsun

    Sesinde ne var biliyor musun
    Söylemediğin sözcükler var
    Küçücük şeyler belki
    Ama günün bu saatinde
    Anıt gibi dururlar

    Sesinde ne var biliyor musun
    Söyleyemediğin sözcükler var
    Şair : Cemal Süreya
     

Sayfayı Paylaş